23 Ekim 2015 Cuma

Schwarzkopf BC Bonacure Acil Kurtarma ve Saç Bakımı

Merhabalar Herkese,
Bildiğiniz üzere bir süredir saçlarım kademe kademe sararıyor ve sarardıkça daha yoğun bir bakım istiyor. Son gidişimde kuaförümle de konuştuğum ve kesinlikle tavsiye aldığım BC Bonacure Repair Rescue serisini, saçlarımın son seferde yoğun sararmasıyla birlikte hemen alıp kullanmaya başladım, cidden o kimyasal işlem görmüş, yıpranmış, uçları kurumuş saçların onarılmasını, güç ve parlaklık kazanmasını sağlayan bir set ve bana çok iyi geldiğini rahatlıkla söyleyebilirim. 


Kullanımlarına gelince, ben 3 adet şampuan aldım, biri setin normal şampuanı, biri yine BC Bonacure silver şampuan mor renkte ve saçtaki turunculaşmayı daha doğrusu sıcak tonları kırıyor. Biri de fotoğrafta yer alan tüpteki Deep Ceansıng Sampuan yani derin temizleme şampuanı ile saçınızı aminoasit ve aktif temizleme maddeleri ile derinlemesine temizler ve ürün kalıntılarından arındırır. Genelde fönle yoğun sprey kullanımında veya birazdan okuyacağınız kuru şampuan kullanımı sonrasında vs. özellikle bu şampuanı seviyorum. Neyse saçımızı şampuanlayıp duruladık mı güzelce, sıra geldi maskeye, iyice sıkıp suyunu aldığım saçlarımın özellikle uçlarına olmak üzere masaj yaparak yediriyorum 10 dk bekleyip duruluyorum yumuşacık oluyor. Banyo sonrasında ise bir süre havluda beklettiğim saçlarımı açtığımda durulanmayan sprey kremi 2-3 pıs yapıyorum. Fazla pıs yaptığımda hemen ağırlaşma oluyor tavsiye edilmez!! Nerden alalım konusunda ise diyeceğim tabi ki de internetten, çünkü bu Schwarzkopf Professional ürünleri kuaförlerde çok pahalı oluyor, ne yazık ki kendi kuaförümle de bu konuyu konuştuk, internette toptancıları  ilk elden daha uygun ve kampanyalı satış yapıyorlar, ben kurtarmayı üçlü set 139 TL’ye aldım ve maskesi XXL olarak büyük boy kampanyadaydı.  Diğer şampuanlar ise 45 er TL.

 Veee gelelim şu ambalajıyla beni direk cezbeden, kalbimi 12’den vuran ‘yaaa hemen benim olmalı’ dedirten leoparlı kuru şampuanım Batiste :D
Sanıyorum ki, '' Saçlarım hemen yağlanıyor ve sönüyor! '' diye şikayet etmeyen yoktur. Bu sorunu yaşayıp, her gün saçımı yıkayıp nem dengesini bozmak istemediğimden de,  İngiltere' nin 1 Numaralı Kuru Şampuanı Batiste Kuru Şampuan tam benlik diye düşündüm ve hemen sipariş verdim. Kuru şampuan aslında bir nevi sprey formunda pudra da diyebiliriz. Saça sıkıldığında koyu renk saçlarda pudranın etkisiyle hafif beyaz bir görüntü oluşuyor fakat hemen dağılıyor. Saçın yağlı kısımlarına 30 cm mesafeden sıktıktan sonra saç diplerine parmak uçlarıyla hafifçe masaj yaparak pudralı görünümden kurtuluyorum ve daha hacimli bir görünüm elde ediyorum.
Batiste Dry Shampoo ne zaman kullanılır?
1.  Gün içinde saçlarınız yağlanıp söndüğünde 
2.  Son dakika çıkan bir programda
3 . Hastayken saçlarınızı sık yıkamak istemediğinizde (ki şuan ben) 
4.  Spordan çıkınca
Kısaca duş almaya vakit bulamadığınız her an! Bu örnekler uzadıkça uzayabilir. Demek istediğim; bu gibi durumlarda, sizi anlık kurtarmasını istediğinizde kesinlikle evde bulundurmanız gereken önemli ürünler kategorisinde yer alıyor benceeee.
Okuduğum kadarıyla Watsons mağazalarında büyük ve küçük boy olarak satılıyormuş. Ben tabi ki de en sevdiği alışveriş türü olarak internetten sipariş verdim. n11.com da 24 TL. 

Son olarak kullandığım Isana Saç bakım yağı için de birkaç değinmek istediğim konu var. Argan ve Ay çekirdeği yağı içeren güzel kokan oldukça koyu kıvamlı bir yağ, banyo sonrası 2 pıs yapardım ama sanki bi tavsiye üzerine banyo öncesi kullanıma alıp 5-6 pısı saçıma iyice yedirip 1 saat dinlendirip duşa girmek daha iyi geldi, çünkü bu da saçımda biraz ağırlaşma ve hemen yağlanma yapıyordu. Şuanki yöntemle çok memnunum, bunu Almanya'dan almıştım 2 tüp, ama bitince burdaki Rossman magazalarından bulurum zannediyorum, olmadı bu yağ için yine bir Almanya yaparım ne yapayım mecburen yani, keyiften değil bilirsiniz.
Sevgiler, öpücükler...








14 Ağustos 2015 Cuma

Dügün Modları



Merhabalar,
Genelde yaz aylarının gelmesiyle hareketlenen düğün organizasyonları özellikle son yıllarda dış çekimler ve kır düğünleri popülaritesiyle birlikte baya baya sadece yaz aylarında olmaya başladı desem yeri var :) Kafalarda direk yaz geldi, düğün mevsimi geldi diye adlandırılmaya başlandı. Her yazımız bol davullu zurnalı geçer oldu ( allahtan çok severim ). 
Ama bu senenin çok daha güzel bir detayı vardı ki 1'i şehir dışında olmak üzere 3 sevgili kuzenim aynı hafta içinde evlendiler. Tarihleri öğrendiğimiz andan itibaren yaptığımız ' ay bi saç yaptırıp 3'üne de gideyim bari' geyikleri mi ararsınız, ''3 elbise alacağım nasıl seçeyim ne yapayım'' stresleri mi ararsınız, hepsinden bolca vardı. 
Çok şükür hazırlıklarımız tamamlandı, bol koşturmacalı çok yorucu bir hafta olmasına rağmen gelinlerimiz prensesler gibi, damatlarımız çook yakışıklı oldular, dünya evlerine girdiler. Eee tabi bizde kendimizce giyindik süslendik düğün moduna girdik. 2 haftadır paylaşmak istediğim bu detayları ise, düğünlerin akabinde aldığım bronşit teşhisiyle yaklaşık 10 gün boyunca anne evi nin yoğun bakım ünitesi, hastane ve acil olmak üzere mekik dokuyarak geçirmek, 2 gündür de biriken işler derken, anca bugüne sığdırıp, hafta sonuna ayrılmadan 2 satır karalamak istedim.

İlk düğünümüzden bir kare, saçlarım ilk yapıldığında istediğim gibi olmasa da, sanki planlamışım gibi düğün saatine kadar tam istediğim doğallıkta açıldı ve bu hale geldi :)


O gün ki fotoğraflarım koşturmaktan yok denecek kadar az ne yazık ki, kuaförden gelinimiz çıkmadan son dakikalar
İkinci düğünümüzde de yine saçım kaynana topuzunun tam tanımı olsa da, elbisemi çook sevmemden ötürü arada kaynadı gitti :))


Bu sefer düğün başlamadan, beni fotoğraf çekmeye bayılan!! Aydıncığımdan özel birkaç kare istedim.



       Son düğünümüzde biraz çiçeklendik, saçımıza biraz İstanbul yağmuru yedik, daha da güzel daha da doğal oldu :)




Allah neşemizi bozmasın, düğünlerimizi eksik etmesin, isteyen herkes dünya evine girsiiiiinnn dileklerimle,
Sevgiler, öpücükler.

13 Temmuz 2015 Pazartesi

'Ben güzelim' denilmez ama 'Ben muhtesem bir gelin oldum' denilebilir bence

Öncelikle herkese merhaba !
Uzun zamandır istediğim, çevremin de sık sık 'senden iyi bir blogger olur niye başlamıyorsun'larıyla gaz alıp, nacizane kafama göre birşeyler karalayacağım sayfama hoşgeldiniz :)

Pek tabiki ilk postuma hayatımın en muhteşem günüyle başlamak istiyorum. 
Beni tanıyanlar az çok bilir fotografa ayrı bir merakım vardır. Çekmek, çekilmek genelde her türlüsünü severim, amaaa çekilmek benim için ayrı tabi , hele ki biri makinayı alacak ve sırf size özel hiçbir kareyi kaçırmadan hikayeleştirecek. 
İşte bizim için o gün 01 EYLÜL 2012'ydi. 

Alaçatı /Çeşme'deki süper kareleriyle sevgili arkadaşımız Ruşen Wedding Photography Kemal'e, harikalar yaratıp düğünden sonra bana abartısız aylarca makyaj sorusu yanıtlatan canım arkadaşım Mac Cosmetics makyözü Cihan'a ve ay olmadı mı ? ay oldu mu ki ? telaşlarıma karşı soğukkanlılıkla istediğim saç ve duvağı tam anlamıyla yaparak beni kapısından çıkaran Cadde Kuaför Fatih, günümüzü harika geçiren, hatıralara en güzel şekliyle yazılmasını sağlayan bir bütünün en önemli parçalarından biriydiniz hepinize bir kez daha teşekkürler. 

3 yılı geride bırakmaya hazırlanırken hala ilk gün ki heyecanla baktığım, her bakışta seçmekte zorlandığım, her biri ayrı özel ve güzel gelen fotograflarımdan birkaç tanesini paylaşarak yazımı bitirmek istiyorum.  Birkaç dediğim 23689 tane de olabilir, seçemiyorum demiştim, bakıciiiz artık duruma :)

Bu arada önce huzurlarınıza nam-ı diğer süpriz videomuz geliyor, şu 3 yıl öncesinde moda olmayı bırak bilinmeyen duyulmamış düğün hikayesi videosu. Balayında gelen 'yaaaa videonuz muhteşem' telefonlarıyla 'ne videosu'diye  internete koşan biz :)

Sevgiler.